Ülkemizde tarım ve gıda sektörü, geçtiğimiz yıllarda büyük bir dönüşüm geçirdi. Geleneksel yöntemlerin yanı sıra, organik ve doğal ürünlere olan ilgi de hızla artıyor. 22 yaşındaki genç girişimci Emre Yılmaz, bu trende kayıtsız kalmadı ve kendi bahçesini kurma kararı aldı. Kendi elleriyle yetiştirdiği sebze ve meyvelerle hem sağlıklı bir yaşam tarzı benimsedi hem de yerel pazarda dikkat çekici bir başarı elde etti. Yılmaz’ın kurduğu bahçe, şimdi taleplere yetişemediği için onun için bir zorluk olmaya başladı.
Emre Yılmaz, 22 yaşında büyük hayallerle çıktığı bu yolda, İstanbul’un kenar mahallelerinde, aile arsasına kurduğu bahçesinde doğal tarım yöntemleri kullanarak ürün yetiştiriyor. Genç girişimci, tarımın sadece bir meslek olmanın ötesinde, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu vurguluyor. Başlangıçta sadece kişisel ihtiyaçları için yetiştirdiği sebze ve meyveler, zamanla komşularının ve arkadaşlarının dikkatini çekti. Sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanarak Instagram ve Facebook’ta paylaştığı ürün fotoğrafları, hızla viral oldu; bu da ona daha geniş bir müşteri kitlesi kazandırdı.
Şu an bahçesinde domates, salatalık, biber ve çeşitli yeşillikler yetiştiren Yılmaz, ürünlerinin tamamen doğal olduğunu belirtmekten mutluluk duyuyor. Pestisit ve kimyasal gübre kullanmadan, organik yöntemlerle ürünlerini yetiştiren genç girişimci, bu sayede sağlıklı gıda arayışında olan tüketicilerin ilgisini çekti. Özellikle koronavirüs pandemisi döneminde, insanların sağlıklı yaşam ve beslenmeye duyduğu ilgi Yılmaz’ın bahçesine olan talebi daha da artırdı. Şu anda siparişleri yönetmek, ona yeni bir iş modeli sunuyor.
Yılmaz, başlangıçta tek başına yürüttüğü bu projede, günden güne artan talep karşısında zorluk yaşamaya başladığını belirtiyor. "Başlangıçta sadece birkaç tane domates yetiştirmek istedim, ama şimdi siparişleri karşılamakta zorlanıyorum" diyor. İlginin artmasının yanı sıra, bazı günler ne yetiştireceğini bile düşünmek zorunda kalıyor. Bahçesinin imkanları sınırlı olduğundan, çoğu zaman taleplere yetişemediğini vurguluyor. “İnsanlar sağlıklı ve taze ürünler arıyor. Bahçemi genişletmek için bazı yatırım fikirlerim var, ancak bunun için yeterli finansmana ihtiyaç duyuyorum,” diyor.
Bu sıradışılığı ve doğal tarımı benimseyen yaklaşımı, Yılmaz’a yerel pazarda büyük bir avantaj sağladı. Aynı zamanda tarımda sürdürülebilirlik konusuna duyduğu hassasiyet, onu çağın sorunlarına duyarlı bir birey haline getirdi. Yılmaz’ın yetiştirdiği ürünler, sadece kendi sağlık anlayışına değil, aynı zamanda topluma da bir katkı sağlıyor. “İnsanlar, yerel üreticilerden taze ürünler alarak hem sağlıklarına hem de yerel ekonomiye katkıda bulunmuş oluyorlar” diyerek, toplumsal faydayı ön plana çıkartıyor.
Emre Yılmaz, başarısının ardından çeşitli gıda kooperatifleriyle görüşmeye başladığını ve yerel pazarda yer almak için fırsatlar aradığını ifade ediyor. İnsanların sağlıklı beslenme konusundaki farkındalığının artması, Yılmaz’ın girişimini daha da önemli kılıyor. Yaşadığı bu dönüşüm ve başarı hikayesi, birçok gencin tarıma yönelmesi gerektiğini gösteriyor. Tarımın sadece köylerde değil, şehirlerde de bir meslek olarak görülebileceğinin altını çizen Yılmaz, “Tarım, büyük bir potansiyele sahip. Bir gün herkes kendi bahçesini kurarak geçimini sağlayabilir,” diyerek umut dolu bir mesaj veriyor.
Sonuç olarak, 22 yaşındaki bu genç girişimci, tarımın sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu gösterirken, tüketicilere de sağlıklı ve doğal gıda seçenekleri sunmaya devam ediyor. Ürünlerine olan yoğun talep, onun bahçesinin daha müşteri odaklı bir işletmeye dönüşmesine neden olabilir. Gelecekteki projeleri arasında bahçesini genişletmek ve daha fazla kişiyle iş birliği yapmak yer alıyor. Gençlerin tarıma olan ilgisini artırarak, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık yaratmak adına önemli bir örnek teşkil ediyor.