Sağlık sektörü, zaman zaman skandallara ev sahipliği yapsa da, son yaşanan olay dikkatleri bir kez daha üzerine çekti. Bir cerrah, hastalarından yaptığı ameliyatlar için 'lazer parası' adı altında ek ücret talep edince, büyük bir tartışmanın içine girdi. Hastalarının sağlıklarını riske atarak haksız kazanç sağlamaya çalıştığı iddia edilen cerrah, yapılan şikayetlerin ardından tutuklandı.
Bu skandal, bir sağlık kuruluşunda baş gösterdi. Hastalar, ameliyat sonrası cerrahın, lazer tedavisi için ek ücret talep ettiğini öğrenince büyük bir şok yaşadı. 'Lazer parası' adı altında alınan bu ücret, çoğu hasta için sürpriz bir mali yük oluşturdu. Ameliyat öncesi bilgilendirme yapılmadığı, hastaların rızası alınmadan para talep edildiği öne sürüldü. Birçok hasta, yaşananlar karşısında hem sağlık haklarını hem de maddi durumlarını korumak adına durumu polise bildirdi. Bu gelişme üzerine cerrah hakkında inceleme başlatıldı.
Hastaların yaptığı şikayetler, kısa sürede yetkililerin dikkatini çekti. Sağlık Bakanlığı, olayın ciddiyetini anladığında devreye girdi ve olaya hızlı bir yanıt verdi. Cerrah hakkında düzenlenen soruşturma sonucunda, 'sağlık hizmeti sunma yetkisinin kötüye kullanımı' gibi suçlamalar yöneltildi. Başka hastaların da benzer durumlarla karşılaşmış olabileceği düşünülerek, cerrah tutuklandı. Bu aşamada sağlık sektörü temsilcileri, benzer olayların yaşanmaması için daha titiz denetimlerin yapılması gerektiğini belirttiler. Yargı süreci devam ederken, hastalar arasında pek çok kişi, yaşadıkları mağduriyeti sosyal medya hesaplarında paylaşarak, sağlıklı bir toplumsal farkındalık oluşturmanın yollarını buldu. Bu durum, halkın sağlığını koruma isteğini ve haksızlığa karşı durma azmini artırdı. Cerrahın yargılandığı mahkeme, önümüzdeki günlerde hastaların yaşadığı mağduriyeti de göz önünde bulundurarak, adil bir karar vermeyi hedefliyor.
Yaşanan bu olay, sağlık sektöründe haksız kazanç peşinde koşan profesyonellerin ne denli tehlikeli olabileceğimizi bir kez daha gözler önüne serdi. Hastalar her zaman haklarının olduğunu bilmeli ve bu tür durumlarla karşılaşmaları halinde, seslerini duyurmayı ihmal etmemelidir. Umuyoruz ki, bu tür olaylar, diğer sağlık profesyonellerine ve sağlık hizmeti sunan kurumlara ders niteliğinde olur. Hastaların güvenli ve etik bir sağlık hizmeti alması her şeyden önce gelmelidir. Bu nedenle, sağlık sektörü denetimlerinin sıkılaştırılması ve sektördeki etik kurallarının gözden geçirilmesi şarttır. Gelecekte benzer olayların yaşanmaması için, herkes üzerine düşeni yapmalıdır.