Türk futbolunun önemli figürlerinden biri olan Werner Lorant, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitirdi. Lorant'ın futbol kariyeri boyunca kazandığı başarılar ve yaşadığı ilginç anılar, spor dünyasında hep konuşulan konular arasında yer aldı. Ancak onun ölümünün ardından, eski yardımcısı Engin Fırat, bu zamana kadar pek bilinmeyen bir itirafta bulundu. Fırat, Lorant'ın son dönemlerdeki futbol anlayışını ve özellikle “6-0” mağlubiyetinin kendileri üzerindeki etkisini anlattı.
Werner Lorant, Türkiye’de uzun yıllar boyunca birçok kulüpte teknik direktörlük yaptı. Özellikle genç ve dinamik bir kadro ile sahaya yansıttığı futbol anlayışı, birçok genç futbolcu için ilham kaynağı oldu. Engin Fırat ise Lorant’ın en yakın çalışma arkadaşı olarak, onun futbol felsefesini ve oyuncular üzerindeki etkisini yakından takip etti. Fırat, sürekli yenilikçi düşünceleriyle tanınan Lorant’ın yanında, oyunculara nasıl daha ileri seviyede futbol oynatılacağını öğrenme fırsatı buldu.
Fırat, Werner Lorant ile çalıştığı süre zarfında birçok unutulmaz anı biriktirdi. Ancak, bu anılar arasında 2000 yılında oynanan bir maçta yaşanan “6-0”’lık ağır mağlubiyet, Fırat’ın aklında yıllar geçse de hala taze anılar halinde kalıyor. Engin Fırat, bu mağlubiyetin kendileri üzerindeki etkilerini ve nasıl başa çıktıklarını detaylı bir şekilde anlattı.
“Bu mağlubiyeti unutmak imkansız,” diyen Fırat, “O gün yaşananlar sadece bir futbol maçı değil, aynı zamanda Lorant’ın felsefesinin test edildiği bir andı. Sahaya çıkan oyuncular, birçok sorunun üstesinden gelmeyi denemişti fakat karşı taraf, bizi ağır bir darbe ile karşılamıştı. Herkesin morali bozulmuştu. Lorant’ın bu durumu nasıl yönettiği ise başlı başına bir ders niteliğindeydi,” şeklinde konuştu.
Fırat, bu mağlubiyetten sonra Lorant’ın yaptığı konuşmanın tüm takıma ilham verdiğini belirtiyor. “Bize düşen, yaşanan bu mağlubiyetten ders alarak ilerlemekti. Lorant, her zaman ‘Futbol kaybetmek üzerine değil, kazanmak üzerine bir oyundur’ derdi. Bu durum, takımın moral motivasyonunu yükseltmek için önemliydi,” diyerek o dönemin ruhunu yansıttı.
Engin Fırat’ın bu itirafı, Werner Lorant’ın ardında bıraktığı mirasın, sadece sahada yaşanmış başarılarla sınırlı olmadığını gösteriyor. Her kayıptan, her mağlubiyetten bir ders çıkarılma gerekliliği ve bunun nasıl yönetileceği, bir teknik adamın en büyük başarısıdır. Fırat, bu noktada Lorant’ın stratejilerini aktararak, futbol dünyasında kalıcı bir iz bıraktığını düşünüyor.
Futbolseverler, Lorant’ın kaybı ile büyük bir boşluk hissetse de onun yaşam felsefesi ve futbol anlayışı yeni nesil antrenörlere ilham vermeye devam edecek. Engin Fırat’ın itirafları ise, basketboldaki ‘yeter ki birlikte kaybedelim’ anlayışını futbolda da var ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu tür anekdotlar, Fırat’ın hem profesyonel hayatında hem de kişisel hayatında Lorant’tan aldığı derslerin önemli bir parçası oldu.
Sonuç olarak, yalnızca bir teknik direktör değil, bir mentor ve arkadaş olarak Lorant, birçok futbolcunun kariyerine yön verdi. Engin Fırat’ın bu özel anekdotları, hem eski futbolcular hem de geleceğin yıldızları için yol gösterici birer kıvılcım niteliği taşıyor. Öğrendiklerimizi unutmayacak, onun hatırasını her zaman kalbimizde yaşatacağız.” dedi.
Werner Lorant’ın hatırası, Engin Fırat’ın itirafları ile sonsuza dek yaşayacak ve Türk futboluna kattığı değerler asla unutulmayacak.