Kartalkaya'da meydana gelen trajik bir olaya dair yaşananlar, Türkiye'nin dört bir yanında kalpleri kırdı. Kayak yapmak için çıktığı bu güzel kış mekânında ailesini kaybeden Doğan, hem kişisel acısını hem de bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için mücadele ediyor. Doğan'ın hikayesi, sadece bir ailenin kaybı değil, aynı zamanda adalet arayışının ve toplumsal bir değişimin de simgesidir. Bu olay, hepimizi derinden etkileyen bir durum olarak, pek çok insanın aklında sorular bırakırken, Doğan emsal niteliğinde bir karar çıkması için yetkililere çağrıda bulunuyor.
Kartalkaya, kış turizminin önemli merkezlerinden biri olarak her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Ancak, bu güzel alanın sakinliği, geçtiğimiz günlerde büyük bir acıya sahne oldu. Doğan, ailesiyle birlikte kayak yaparken yaşanan bir kaza sonucunda sevdiklerini kaybetti. Geçmişte yaşanan benzer kazaların ne denli ağır sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seren bu olay, maddenin ötesinde toplumsal vicdanı sarsan bir durum haline geldi. Doğan, olayın ardından yaşadığı derin yasın yanı sıra, insanların benzer kayıplar yaşamaması için gerekli adımlarının atılmasını istemekte. Bu tür kazalarda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması, başta Doğan olmak üzere birçok aile için kaçınılmaz bir acı haline geldi.
Doğan, yaşadığı kaybın ardından yetkililere seslenerek aynı acıların tekrar yaşanmaması adına emsal bir kararın çıkmasını talep ediyor. "Emsal bir karar çıkmalı, böylece başka aileler bu acıyı yaşamamak için gerekli tedbirleri almaya yönlendirilebilir," diyor Doğan. Bu çığlığı, yalnızca kişisel bir kayıptan kaynaklanmıyor; aynı zamanda tüm toplumu ilgilendiren güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğuna dair bir uyarıdır. Kayak pistlerinde yeterli güvenlik önlemlerinin ve denetimlerin sağlanmadığı, birçok amatör kayakçı için kazaların kaçınılmaz hale geldiği gerçeği göz ardı edilemez. Doğan, yaşadığı trajediyle bu konunun ulusal gündeme taşınmasını hedefliyor.
Olay sonrası sosyal medya üzerinden de çağrıda bulunan Doğan, "Bu olayın arka planında neler olduğunu araştırın. Benim kaybım, başkalarına iş birliği yapmamız için bir çağrı olmalı," ifadelerini kullanarak, toplumu bilinçlendirme amacı gütmektedir. Daha güvenli bir kayak deneyiminin aslında herkesin elinde olduğunu savunan Doğan, "Biz kayak yapmaya çıkarken, geri dönmeyi istemiyoruz. Ama gerekli önlemler alınmazsa, her kayakçı için bu zevk kabusa dönüşebilir," diyerek, tüm kayak tutkunlarına seslenmektedir.
Doğan’ın yaşadığı olay, sadece bireysel bir kayıp değil; aynı zamanda tüm toplumu etkileyen bir sorunun da göstergesi haline geldi. Bu süreçte, Türkiye genelinde kayak merkezlerinin güvenlik standartlarının yükseltilmesi gerektiği de ortaya çıkıyor. Özellikle, kayak pistlerinde yer alan uyarı levhalarının ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği, bu tür olayların önlenmesine çok büyük katkı sağlayabilir. Doğan'ın bu cesur çıkışı, hem kişisel acısının bir eşiği olmanın yanı sıra, tüm toplumda önemli değişimlerin de başlangıcı olabilir. Emsal bir karar alındığında, bu durum, kayak camiasında bir dönüm noktası olarak anılacak ve böylece yaşanan kayıpların bir daha yaşanmaması adına ulusal bir seferberlik de başlatılabilir.
Sonuç olarak, Kartalkaya'da Doğan’ın yaşadığı kayıp ve onun emsal karar talebi, sadece bir ailenin hikayesini değil, aynı zamanda toplumda yaşanan acıların ve adalet arayışlarının sesi olmuştur. Bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için yapılan çalışmalar, sadece Doğan’ın değil, tüm kayak tutkunlarının güvenli bir şekilde sporlarını yapmaları için gereklidir. Doğan’ın mücadele ve çabası, hepimizin ortak bir hedefi olan güvenli bir spor ortamının oluşturulmasına katkı sağlayabilir. Bu noktada, toplumun her bireyine düşen sorumluluk, hem kendi hayatları hem de diğerlerinin güvenlikleri için seslerini yükseltmek ve gerekli değişimlerin sağlanmasını davet etmek olmalıdır.