Son günlerde ülke genelinde tartışmalara yol açan bir olay, bir okulda otizmli bir çocuğun maruz kaldığı dayak iddialarıyla gündeme geldi. Olayın yaşandığı okulda, otizm spektrum bozukluğu olan 8 yaşındaki çocuğun, çeşitli fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığı belirtiliyor. Aile, durumu öğrenir öğrenmez yetkililere başvururken, olayın medyaya yansımasıyla birlikte toplumun dikkatini çekti. Bu üzücü olay, otizmli bireylerin karşılaştığı zorlukları ve toplumsal farkındalığın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Olay, geçtiğimiz hafta İstanbul'un bir semtinde bulunan bir ilkokulda gerçekleşti. 8 yaşındaki otizmli çocuğun, aynı sınıfta bulunan bazı öğrenciler tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığı iddia edildi. Çocuğun ailesi, öğretmenlerin ve okul yönetiminin konuyla ilgilenmediğini ifade ederek durumu sosyal medya üzerinden paylaştı. Bu paylaşım kısa sürede büyük yankı buldu ve birçok veli, benzer durumların yaşanabileceği endişesiyle okula destek mesajları göndermeye başladı.
Bazı veliler, "Çocuklarımızın güvenliği her şeyden önemli. Okul, çocuklarımızın gelişimlerini desteklemek için bir ortamdır ve bu tür vakalar asla kabul edilemez," şeklinde görüşlerini belirtti. Yetkililerin durumla ilgili derhal harekete geçmesini isteyen veliler, okullardaki güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, otizmli çocuklar için özel eğitim verilecek sınıfların açılması talep ediliyor.
Uzmanlar, otizmli bireylere karşı sergilenen bu tür davranışların arka planında, toplumsal farkındalık eksikliğinin yattığını açıklıyor. Psikolog Dr. Ayşe Korkmaz, "Otizm spektrum bozukluğu, bireylerin sosyal etkileşimlerini ve iletişim becerilerini etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, toplumun bu bireyleri anlaması ve onlara özen göstermesi gerekmektedir. Eğitimin yanı sıra, empati ve hoşgörü ile bu farkındalığı artırmak mümkün," diyor.
Ayrıca, sosyal hizmet uzmanları, otizmli çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için eğitimlerin şart olduğunu vurguluyor. "Okullarda otizm hakkında farkındalık seminerleri düzenlenmeli, öğrencilerin bu durumu anlamaları sağlanmalıdır. Bununla birlikte, ailelerin de bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir," diyen uzmanlar, durumu ciddiye alarak tüm okullarda benzer projelerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Olayın medyaya yansımasıyla birlikte birçok sivil toplum kuruluşu da tepki gösterdi. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Derneği, otizmli bireylerin eğitim haklarının ihlal edilmemesi ve benzer vakaların önlenmesi için devletin daha fazla inisiyatif alması gerektiğini belirtti. Dernek, "Bu tür olaylar, otizmli çocukların eğitim hakkının ihlali anlamına geliyor. Okulların bu konuda daha duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması gerekiyor," açıklamasında bulundu.
Şu an için çocuğun sağlık durumu hakkında net bir bilgiye ulaşılamasa da, aile doktoruyla görüşerek çocuğun fiziksel ve psikolojik iyiliğini sağlamak amacıyla gerekli adımları atmaya başladığı bildiriliyor. Aile, yaşananların ardından okuldaki eğitim sürecini yeniden gözden geçirerek, çocuğun güvenliği için farklı bir eğitim kurumuna geçmeyi planlıyor. Otizmli bireylerin bu tür durumlarla karşılaşmaması için toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düştüğünü unutmamak gerekir.
Bu üzücü olay, sadece otizmli bir çocuğun başına gelen bir hadise olmanın ötesinde, toplumsal bir sorun haline geldiği ve daha fazla duyarlılık gerektirdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Gelecek nesillerin bu tür sıkıntılardan uzak bir eğitim alması ve kendilerini güvende hissetmeleri için gerekli adımları şimdi atmak büyük önem taşıyor. Veliler, öğretmenler, uzmanlar ve toplumun tüm kesimleri, birlikte hareket ederek, bu gibi olayların önüne geçebilir ve otizmli çocukların hayatına bir umut ışığı olabilir.