Sakarya'nın Hendek ilçesinde, yıllar boyunca unutulmayacak bir trajediye neden olan kaza davasının üçüncü duruşması, yerel mahkemede gerçekleşti. 11 kişinin hayatını kaybettiği olayın ardından başlayan yargı süreci, hem Türkiye genelinde hem de yurtdışında geniş yankı buldu. Olayın üzerinden geçen süre zarfında ailelerin ve toplumun adalet beklentisi artarken, duruşma salonunda yaşananlar ise birçok soruyu beraberinde getirdi.
Kaza, 17 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleşti. Dönemin Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce'nin de katıldığı bir etkinlik sırasında meydana gelen bu acı olay, bölgede büyük bir şok etkisi yarattı. Bir inşaat kamyonunun dikkat eksikliği nedeniyle kontrolünü kaybetmesi sonucunda meydana gelen kaza, 11 kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 kişinin de ağır yaralanmasına neden oldu. Olay anında çekilen görüntüler, kaza sonrası yaşanan panik ve karmaşayı gözler önüne serdi. Gözaltına alınan sürücü, kazanın sebebi olarak aracın freniyle ilgili teknik bir arıza olduğunu öne sürdü; ancak olay yerindeki tanıklar, sürücünün aşırı hızda gittiği iddialarını dile getirdi. Kaza sonrası hızla başlatılan soruşturma, olayın nasıl bu denli büyük bir can kaybına yol açtığını anlamak için çeşitli delil ve tanık ifadeleri topladı.
İlk duruşma, 23 Eylül 2021 tarihinde yapıldı ve halkın katılımı nedeniyle oldukça kalabalık geçti. Aileler, sevdiklerinin hayatını kaybettiği anın ve sonrasının nasıl bu hale geldiğine dair cevaplar almak için duruşma salonunun önünde toplandılar. Her duruşma, iddia makamı ve savunma arasında karşılıklı atışmaların olduğu bir mücadeleye dönüşse de, toplumun büyük bir kısmı, duruşma sonuçlarının adli bir sonuca ulaşmasını bekliyordu. Bu süreç, adalet arayışının ve kayıpların yasını tutmanın çetin mücadelesini de gözler önüne serdi. Üçüncü duruşma, birçok yeni tanığın dinlendiği ve geçmişteki duruşmalarda sunulan kanıtların yeniden gözden geçirildiği bir oturum olarak dikkat çekti. Aileler, sevdiklerinin hayatını kaybetmesinin kendilerine yaşattığı acıyı unutmadan, mahkemedeki sürecin daha hızlı ilerlemesini talep etti.
Adalet bekleyen ailelerin yanı sıra, geniş bir kitle de bu davanın sonucunu izliyor. Sakarya’nın komşu illerinden gelen destekçiler, kayıpların yaşandığı günde yaşananları unutturmamak için duruşma önünde bir araya gelerek, sesi olmayanların sesi olma çabası içerisinde. Her duruşma günü, bir araya gelen kalabalık, adalet arzularını dile getirirken, medya mensupları da davanın gelişmelerini yakından takip ediyor. Herkesin gözü, nasıl bir gerekçe ile karar verileceğinde. Ailelerin uğradığı büyük acılar ve kayıpları, adaletin tecelli etmesi açısından büyük bir baskı oluştursa da, hukuk sisteminin işleyişi dolayısıyla her şey yavaş ilerliyor.
Üçüncü duruşma, alanda yer alan uzmanları, gazetecileri ve birçok izleyiciyi yine bir araya getirdi. Duruşma esnasında, uzmanların ve tanıkların ifadesi, olayın teknik ve hukuki boyutlarının anlaşılmasını sağlasa da, kalabalık bir izleyici kitlesi olup bitene dair kendi yorumlarını yapma fırsatı buldu. Herkesin aklındaki soruları yanıtlayacak delillerin ortaya çıkıp çıkmayacağı merak konusu. Yaşananların ardından yaşanan travma, her bir ailede koca bir boşluk bırakıyor ve bu boşlanmaların nasıl doldurulacağı konusunda belirsizlik hala devam ediyor.
Sonuç olarak, Sakarya'da yaşanan bu trajik kaza, sadece yaşamlarını kaybedenlerin ailelerini değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini etkileyen bir olay haline geldi. Duruşmalar ise bu acının hafifletilmesi ve adaletin sağlanması adına son derece önemli bir rol oynamakta. Üçüncü duruşma, toplumun adalet arayışının hala devam ettiğini, bu olayın unutturulmaması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Dava öncesinde, anma etkinlikleri ile kazanın yaşandığı günün hatırlanması amacıyla düzenlenen törenler, bu acının unutulmaması adına yapılmakta. Aileleri ve sevdiklerini kaybedenleri hatırlamak ve onları anmak, bu duruşmaların önel olduğunu bir kez daha gösterdi. Toplum olarak, adaletin yerini bulmasını umut ederek, mağdurların ve kayıpların ruhlarının huzura ermesini bekliyoruz.