Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), demokratik ve barışçıl bir toplum yapısının inşasına katkı sağlayan önemli siyasi figürlerden biri olan Sırrı Süreyya Önder’i anmak amacıyla bir etkinlik düzenledi. Kurulan anma programında, Önder’in Türkiye’deki barış süreçleri ve terörle mücadeledeki katkıları üzerinde duruldu. Anma etkinliğine katılan Malatya Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Sırrı Süreyya Önder’in terörsüz bir Türkiye için verdikleri çabaları anlatırken, bu süreçlerin ülke için ne kadar kritik olduğunun altını çizdi.
Sırrı Süreyya Önder, 2000'li yılların başından itibaren Türkiye’nin demokratikleşme süreci içinde önemli bir müzakereci ve siyasetçi olarak tanınmıştır. Özellikle Kürt sorunuyla ilgili yürütülen barış süreçlerinde aktif rol almış, farklı siyasi görüşlerin ve toplum kesimlerinin ortak zeminlerde buluşmasına katkıda bulunmuştur. Anma etkinliğinde Kurtulmuş, Önder’in istikrarlı bir barış ortamı yaratma çabalarının kendisinden sonraki nesillere de ilham verdiğini belirtti. Sırrı Süreyya Önder, değerli bir politik figür olarak, barış çabalarını yalnızca sözde bırakmamış, pratik adımlar atarak tezlerini hayata geçirme isteğini gösterdi.
TBMM’deki anma programında konuşan Kurtulmuş, “Sırrı Süreyya Önder, terörsüz bir Türkiye arzusu içinde büyük bir mücadele vermiştir. Onun ortaya koyduğu vizyon, hem siyasi hem de toplumsal düzeyde önemli bir referans noktası olmuştur” dedi. Kurtulmuş, terör olaylarının Türkiye’nin geleceğini tehdit eden bir unsur olduğunu ve bu tehdidin ancak diyalog ve uzlaşma ile aşılabileceğini vurguladı. Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan çatışmaların sona ermesinin, farklı etnik ve toplumsal grupların birbirine saygı gösterdiği bir ortamın inşası ile mümkün olacağını ifade etti. Kurtulmuş, “Barışın inşası, sadece hükümetin değil, herkesin ortak çabası gerektiren bir meseledir” diyerek, toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulundu.
Sırrı Süreyya Önder’in anılması, aynı zamanda Türkiye’nin koşullarından çıkış yollarını arayan siyasi temsilciler için de bir fırsat sundu. Anma etkinliği, barış ve kardeşlik vurgusuyla dolu bir gündem oluşturdu. Önder’in bıraktığı miras; fikirleri, mücadeleleri ve barışa olan bağlılığı, TBMM’de yankı buldu. Kurtulmuş, konuşmasında toplumsal barışın sağlanmasında atılacak adımların önemine dikkat çekerek, ülkenin geleceği için her bireyin sorumluluk taşıdığını belirtti.
Sonuç olarak, TBMM’de gerçekleştirilen Sırrı Süreyya Önder anması, yalnızca geçmişi yad etmekle kalmayıp, aynı zamanda geleceğe umut taşıyan bir mesaj da verirken, ülke olarak terörle mücadelede yalnız olmadığımızı ve bir arada durmanın önemini de pekiştirdi. Bu tür anmalar, tarihi figürleri anmanın ötesine geçerek, toplumsal barışın ve huzurun önemini yeniden sorgulama fırsatı sunmaktadır. Türkiye’nin barışa olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissedilirken, Önder gibi kanaat önderlerinin fikirleri bu süreçte yol gösterici olmaya devam edecektir.