Afganistan, tarihinin en ciddi doğa felaketlerinden birine tanıklık ediyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen şiddetli deprem, uykuda olan vatandaşları yakaladı ve ülke genelinde büyük bir yıkıma neden oldu. Resmi rakamlara göre, depremde 2 binden fazla insan hayatını kaybederken, binlerce kişi de yaralandı. Uzmanlar, bu tür doğal felaketlerin Afganistan gibi seismik açıdan aktif bölgelerde beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.
Afganistan'ın orta ve batı kesimlerinde hissedilen depremin büyüklüğü 6.5 olarak kaydedildi. Yerel saatle sabah 03:17'de meydana gelen sarsıntı, çoğu insanın uyuduğu bir saatte gerçekleştiği için kayıplar daha da arttı. İlgili yerel otoriteler, afet sonrası arama kurtarma çalışmalarının hızla başladığını açıkladı. Ancak, altyapı eksiklikleri ve yetersiz kaynaklar, kurtarma çalışmalarını zorlaştırıyor.
Afganistan'ın kütlesel yapısının dağuaktadır, özellikle dağlık bölgelerde ulaşımın güçlüğü nedeniyle bazı köylere hâlâ ulaşım sağlanamadı. Depremin ardından, yıkımın boyutunu daha iyi anlamak için uluslararası arama kurtarma ekipleri bölgeye sevk edilmeye başlandı. İlk belirlemelere göre, birçok ev ve iş yerinin yıkıldığı, altyapının ciddi şekilde tahrip olduğu bildiriliyor. Bu durum, hem tahliye hem de yardım çalışmalarını olumsuz etkilemekte.
Depremin yarattığı yıkım karşısında, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve komşu ülkeler, yardımlarını seferber edeceklerini açıkladı. Birleşmiş Milletler, bölgeye acil yardım malzemeleri gönderme kararı aldı. Ayrıca, Türkiye, Pakistan ve İran gibi ülkeler, arama kurtarma ekipleri ve insani yardım göndermeye hazırlanıyor. Bu tür destekler, depremden etkilenmiş bölgelerde hayatta kalanlar için hayati önem taşıyor.
Afgan hükûmeti, acil durum planlarını devreye sokarak, yaralılar için hastaneleri ve sağlık merkezlerini hazırlamaya çalışıyor. Ayrıca, deprem sonrası oluşabilecek ikinci felaketler için (örneğin sağlık sorunları ve gıda eksikliği) hazırlıklar yapılıyor. Deprem bölgesinde tıbbi yardım, barınma ve gıda temin etme çabaları hız kazanırken, uzmanlar psikososyal destek hizmetlerinin sağlanmasının da kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak, Afganistan'daki deprem, yalnızca yıkım ve kayıplarla değil; aynı zamanda dayanışma ve yardımlaşma anlarıyla da hafızalara kazınacak. Doğanın gücüne karşı insanlığın dayanışma ruhu, bu felaketin yaraları sarılmaya çalışılırken umut ışığı olmaya devam edecek. Yetkililerin ve uluslararası toplumun koordineli çalışmaları, gelecekte benzer felaketlerden etkilenmiş bölgelerde daha etkin ve sağlıklı bir yardım süreci oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. Afetzedelerin yeniden normal bir hayata dönebilmesi için, tüm dünyaya düşen görev ve sorumluluklar artarak devam edecektir.