Ülkemizin değerli edebiyatçılarından Süha Oğuzertem, geçtiğimiz günlerde meydana gelen korkunç bir yangında hayatını kaybetti. Edebiyat dünyasında derin bir üzüntü yaratırken, Oğuzertem’in eserleri ve yaşamı hakkında birçok anı ve yorum twittlere taşındı. Okurları ve edebiyat camiası, onun kaybıyla sarsıldıklarını ve nasıl bir boşluk oluşturduğunu dile getiriyor.
Süha Oğuzertem, 1980 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Küçüklüğünden itibaren edebiyata olan ilgisi ile tanınan Oğuzertem, özellikle kısa hikaye ve roman yazımı konusundaki yeteneği ile dikkat çekti. İlk romanını 20 yaşında yayımlayan yazar, kısa sürede edebi kariyerinde önemli adımlar attı. Ayrıca, çeşitli dergilerde makaleler ve denemeler yazdı. Onun eserlerinde toplumun içindeki çatışmalar, bireyin yalnızlığı ve insan ilişkileri gibi konuları işleyerek okuyucularına derin düşünceler sunmayı başardı. Oğuzertem’in yazıları, Türk edebiyatına yaptığı katkılarla birçok ödül almış ve pek çok edebiyat eleştirmeni tarafından takdir edilmiştir.
Süha Oğuzertem’in hayatını kaybetmesine neden olan yangın, yayınlanmamış bir kitabının tanıtım gecesi sonrası ortaya çıktı. Gecede birçok yazar ve sanatsever bulunuyordu. Yangının nedeni henüz netleşmemişken, birçok spekülasyon ortaya atıldı. Olay yerinde canlı olarak tanık olanlar, yangının gelmedik odalarda aniden patlak verdiğini ve hemen yayıldığını bildirdi. Yangın esnasında Oğuzertem’in yanı sıra başka misafirlerin de bulunduğu ve bu kişilerden bazılarının yaralandığı bildirildi. Acil durum ekipleri, yangını söndürmek için hızlı bir şekilde olay yerine müdahale etti. Fakat maalesef savsaklamanın sonucu olarak Oğuzertem’in yaşamı kurtarılamadı.
Oğuzertem’in hayatını kaybetmesinin ardından sosyal medyada edebiyat camiası derin bir yas tutarken, birçok yazar ve şair, duygularını paylaştı. Oğuzertem’in bir mentor ve dost olarak hayatlarındaki yerinin ne kadar önemli olduğunu, yazılarının ise bir ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptılar. Özgün ve cesur kalemi ile bilinen yazarın eserleri, genç nesil yazarlar için örnek teşkil ediyordu. Oğuzertem’in bizden ayrılışı, sadece kendisini seven ve takip eden okuyucular için değil, Türk edebiyatında da hissedilen büyük bir kayıp olarak kayıtlara geçti.
Oğuzertem’in vefatı, Türk edebiyatına yönelik bağış toplama etkinliklerine ve anma gecelerine de ilham verdi. Pek çok etkinlik, yazarın anısına düzenlenerek hem edebiyata olan sevgiyi tekrar canlandırmayı hem de genç yazar adaylarına destek olmayı amaçlıyor. Edebiyat kütüphaneleri ve organizasyonları, Oğuzertem’in eserlerine olan ilgiyi artırarak onun yarattığı etkiyi sürdürmayı hedefliyor.
Böylesine trajik bir olayın ardından, toplumun genelinde de güvenliğin artırılması gerektiğine dair sesler yükseldi. Yangın güvenliği ve benzeri konular, toplumun her kesimi tarafından tartışılmaya başladı. Edebiyat camiasının kaybı sebebiyle düzenlenen etkinlikler ve anma geceleri, Oğuzertem’in eserlerini yaşatmanın yanı sıra tüm yazarların güvenliğinin arttırılması konusunda da bir bilinç oluşturmaya yönelik önemli adımlardan olacaktır.
Sonuç olarak, yazar Süha Oğuzertem’in vefatı yalnızca bir insanın değil, bir kültürün kaybı olarak görülmelidir. Edebi mirası, ilerleyen yıllarda daha da önem kazanacak ve onun hikayeleri okuyucularının zihinlerinde yaşamaya devam edecektir.